Eğer çalıştığınız kurumdaki CEO ya da diğer bir üst düzey şirket yöneticiniz toplantının ortasındayken otoriter bir ses tonuyla “bu işin hemen şimdi yapılmasını istiyorum, bırak şimdi BT süreçlerini” derse ne yaparsınız? Biz Türklerin bu durum ile ilgili bir çok özlü sözü olmasın karşın şimdilik “buz gibi kesiliriz” diyerek geçelim.
Aslında bu örnek olay yurtiçinde ve yurtdışında iş dünyasında çokça karşılaşılan bir durum, farklı örnekler için bir çoğumuzun başına geldiğini düşünüyorum. İşte bu durumdan yeni mustarip olmuş bir arkadaşımız “patron hemen yapılmasını istiyorum, boş ver detayları derse ne yapacaksınız” diye bir soru atınca ortaya, üzerine hayli hararetli tartışmalar yaşadık.
Aslında bu soruyu cevaplamak için BT Yönetişim (IT Governance) literatürü içerisinde bir tur atıp karmaşık teknik cevaplar vererek kafaları karıştırıp, günün sonunda kimsenin ne yapacağına emin olmadan masadan kalkmasını sağlamakta bir çeşit cevap sayılabilir, ama ben direkt içimden geldiği gibi cevapladım ve bu durumda “BT Yönetişimi Unut” dedim☺ Dünyanın neresinde olursanız olun günün sonunda bir şekilde patronun dediği olur. Bu örnekte olduğu gibi baskının olduğu bir ortam söz konusu ise zaten genellikle refleksler devreye girer ve üst yöneticinin istediği yapılır. Belki son bir deneme ile efendim süreçler, riskler, onaylar vs. denilir ama karşıdan gelen ses çok kararlı ve ne istediğini biliyorsa pek şansınız yoktur, istenilen yapılır, olası riskler ne ise patron bildiğine göre göze alınacaktır artık. Bu noktada bir profesyonel olarak dik durmak, hemen pes etmemek gibi idealist davranışlarda ve söylemlerde bulunulabilir, buna saygı duyarım, ama ben başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. BT Yönetişim bir açıdan iş birimleri ile bir ara yolu bulma ve birlikte nasıl çalışacağınızı kararlaştırma işidir, üst yönetime kafa tutma ya da o anlama gelecek aksiyonlarda bulunmak hiç değildir. Eğer üst yönetim hemen şimdi yapılmasını istiyorum diyebiliyorsa zaten o şirkette BT Yönetişim ilkelerinin tam anlamıyla çalıştığından söz edemeyiz! Bir şeye odaklanmak için kendinize meşguliyet arıyorsanız, bırakın patrona ve şirkete bilenmeyi önce bu sorunu çözmeye çalışın. Sonuçta uygulamada bir sorun olmasa yan yollara kimse sapmaz. Uygulamada hiç sorun yok ama üst yönetim keyfi olarak bunu yapıyor, bunu da sonuna kadar kanıtlarım diyorsanız, o zaman o rüzgarın geçtiği bir anda yöneticinize gidip süreci takip etmeyerek aldığınız riskleri paylaşmak uygun ve arabulucu bir davranış şekli olabilir. Ancak, onların açısından olayı incelediğinizde, eğer yöneticiniz prosedürlerle zaman kaybetmeyerek hızlı kararlar alıp uyguladığı için şirkete önemli bir satış fırsatı sağladığından ve para kazandırdığından bahsediyorsa, o zamanda BT Yönetişimin gerekliliğine olan inancınızı sakın kaybetmeyin. Bu durumda dahi süreçlerin sıra dışı durumlarda nasıl daha çevik hale getirilebileceğine yönelik önerileri isteyebilirsiniz, gerekli ise kurumun düzenleyici komitesinde konuyu tekrar tartışmaya açabilirsiniz.
Özetle rüzgar sert esiyorken önünde durmaya gerek yok, derin bir nefes alıp nerede yanlış yaptığınızı ve bu nasıl telafi edebileceğiniz düşünmeye başlamak zaman kazandıracaktır. Örnek olay üzerinden iş birimleri ile istişare etmekte size çok yol aldırabilir.
Yorumlar: 0 yorum
Hiç yorum yok.